4-5 Haziran 2025 tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilen Ukrayna Savunma Temas Grubu Toplantısı ile NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na katılan Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, toplantılara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

“Toplantılar kapsamında genel olarak, NATO'nun caydırıcılık ve savunma duruşu, Ukrayna'ya destek ve bölgesel güvenlik meseleleri ele alınmıştır.

Ukrayna Savunma Temas Grubu Toplantısı’nda; Sayın Cumhurbaşkanımız ile ABD Başkanı Sayın Trump'ın, Ukrayna’da kalıcı ateşkesin sağlanması için güçlü bir irade ortaya koyduğu ve bu çerçevede yoğun temasların devam ettiği ve ev sahipliğimizde, Sayın Trump’ın da katılımıyla ateşkes ve barışın tesisi için çalışmaya hazır olunduğu muhataplara bildirilmiştir.

Müteakiben NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na katılım sağladık. Toplantıda; NATO taahhütlerine 70 yılı aşkın süredir ülkemiz tarafından gösterilen bağlılığın, Avrupa’nın kolektif savunmasına olan desteği gözler önüne serdiği ifade edilmiştir.

İttifak’ın en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye'nin, NATO harekât ve misyonlarına kuvvet katkısı sağlayan ülkeler arasında daima ilk 5’te yer aldığı ve NATO harekât ve misyonlarda önemli görevler üstlenildiği belirtilmiştir.

Kuzey Atlantik Antlaşması'nın ilkelerine, özellikle bireysel ve kolektif kapasitenin geliştirilmesini amaçlayan 3'üncü maddeye derinden bağlı kalındığı dile getirilmiştir.

Mevcut güvenlik ortamının, barışın ancak caydırıcı yetenekler geliştirilmesi ile korunabileceğini gösterdiği vurgulanmıştır.

Ancak, bu yetenek hedeflerine ulaşmak için Müttefikler arasında kalan son ihracat kısıtlamaları ile savunma iş birliği ve yatırımlarını sekteye uğratan diğer engellerin kaldırılmasının hayati önem taşıdığı mesajı verilmiştir.

Savunma harcamalarının etkinliğinin, yetenek hedefleri ile uyumlu bir şekilde yönetilmesi gerektiği ve bu harcamaların akıllıca yapılması için çaba sarf edildiği ifade edilmiştir.

Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barışın tesis edilmesi için tüm çabaları desteklediğimiz, bu kapsamda yakın zamanda Türkiye’de önemli toplantıların gerçekleştirildiği belirtilmiştir.

Ayrıca, ülkemizin huzur ve istikrarı için en büyük tehdit olan PKK/KCK terör örgütünün, 12 Mayıs'ta kendini feshetme ve silah bırakma kararını açıklamasının önemli bir gelişme olarak değerlendirildiği belirtilmiş ve sürecin sabote edilmesine ve uzatılmasına müsaade etmeyeceğimiz özellikle vurgulanmıştır.

Avrupa güvenliğinin ancak kapsayıcılık, stratejik öngörü ve kolektif dayanışma ile güçlendirilebileceği, bunun için vizyoner bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu düşüncesi dile getirilmiş, bu bakış açısıyla, AB üyesi olmayan müttefiklerin bu mekanizmalara hakkıyla dâhil edilmesine yönelik destek beklenildiği ifade edilmiştir.

Toplantılar kapsamında, Belçika, Letonya ve Ukrayna Savunma Bakanları ile ikili, Bulgaristan ve Romanya Savunma Bakanları ile üçlü görüşmeler gerçekleştirilerek, savunma ve güvenlik alanında iş birliği imkânları değerlendirilmiştir.

Bu toplantıda gündemdeki konulara ilişkin görüş ve değerlendirmelerimizi, katkılarımızı ve beklentilerimizi birinci ağızdan ifade etme fırsatı bulduk.

Ayrıca, hassasiyetle üzerinde durduğumuz iki konu olan terörizmle mücadele ile ihraç kısıtlarının kaldırılması konularına da bir kez daha dikkat çektik.

Savunma harcamalarının artırılması hususunun Müttefikler arasındaki ihracat kısıtlamaları ile savunma iş birliği ve yatırımlarını sekteye uğratan diğer engellerin kaldırılması ile birlikte düşünülmesi gerektiği mesajı verilmiştir.

Güvenilir ve güçlü bir Müttefik olarak; bundan sonra da NATO’daki sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz.”