Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ateş Serbest 2025 Faaliyeti’nin Seçkin Gözlemci Günü’nde Konuştu
Tarih: 11.10.2025Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ateş Serbest 2025 Faaliyeti’nin Seçkin Gözlemci Günü’nde konuştu. Bakan Yaşar Güler, konuşmasında şunları söyledi:
BU FAALİYET, ORDUMUZUN ATEŞ GÜCÜNÜ GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR
"Bu kapsamlı faaliyet, kahraman ordumuzun üstün ateş gücünü, aynı zamanda yerli-millî savunma sanayimizin ulaştığı yüksek seviyeyi bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bugün Türk Silahlı Kuvvetlerimizin sahip olduğu imkân ve kabiliyetler ile yüksek nitelikleri haiz personelimizin maharetine şahit olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum.
Ordumuzun envanterindeki birbirinden farklı sistemlerin denendiği ve etkinliklerinin bir kez daha müşahede edildiği bu faaliyette;
▪️Kuvvetlerimiz arasındaki birlikte çalışabilirlik pekiştirilmiş,
▪️Ateş desteğinin koordinasyonu geliştirilmiş,
Aynı zamanda personelimizin muhtelif çap ve özelliklerdeki silahları tanıması bakımından da faaliyet, müstesna bir deneyim imkânı sunmuştur. Elbette ki bu kapsamlı faaliyetten de elde ettiğimiz verilerle sistemlerimizi geliştirmeye, kahraman personelimizin niteliklerini artırmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle; Ateş Serbest’in planlama, intikal, tertiplenme, hazırlık, icra ve geri intikal safhalarında büyük bir özveriyle görev yapan silah ve mesai arkadaşlarıma üstün gayretleri nedeniyle teşekkür ediyorum.
ÜLKEMİZ, BÖLGESİNDE VE DÜNYADA ETKİSİNİ ARTIRIYOR
Bugün karşı karşıya olduğumuz küresel tehditler, terörizm ve jeopolitik riskler; bizlere daima güçlü, hazır ve caydırıcı bir orduya sahip olmanın önemini hatırlatmaktadır.
Bu bilinçle kahraman ordumuzun harekât etkinliğini ve gücünü her geçen gün artırmakta; karada, denizde ve havada ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarımızı aralıksız sürdürmekteyiz.
Özellikle vurgulamak isterim ki Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliği ve burada kıymetli temsilcileri bulunan ülkemizin göz bebeği savunma sanayi kuruluşlarımızın büyük gayretleriyle Türkiye, yerli-millî savunma sanayinde çığır açıcı bir ilerleme kaydetmiştir.
Ülkemiz bir kısmını az önce tatbikatta müşahede ettiğimiz etkili silah sistemleri dâhil artık pek çok kritik teknolojiyi tasarlayıp ihraç ederken, bölgesinde ve dünyadaki etkisini de artırmaktadır.
Öyle ki personelimizin yüksek fedakârlığı, savunma sanayimizin başarısı ile stratejik ve çok yönlü politikamız doğrultusunda küresel güvenlik ve barışa katkı sağlamak için uluslararası görevlerimizi büyük bir başarıyla ifa etmekteyiz. Nitekim ortaya konulan çok boyutlu diplomasi sayesinde dost ve müttefiklerimizle iş birliğini derinleştiriyor, ülkemizin uluslararası platformlardaki aktif rolünü daha da artıyoruz.
GAZZE KONUSUNDA ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRECEĞİZ
Bu faaliyetlerimiz kapsamında en son geçen hafta NATO Kosova Gücü (KFOR) komutasını bir kez daha üstlendiğimizi ifade etmek isterim. Özelikle vurgulamalıyım ki Türkiye olarak başta bölgemiz olmak üzere tüm dünyada, barışın sağlanmasına katkı sunmayı, her zaman adil ve kalıcı çözümün savunucusu olmayı ilkelerimizden biri olarak görüyoruz.
Bu açıdan İsrail ve Filistin arasında ateşkese varılmasının bölgedeki çatışmaların sona erdirilmesine yönelik çok önemli bir diplomatik adım olduğuna inanıyoruz.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi ülkemiz; uluslararası müzakere masalarının etkin bir üyesi olduğunu, Mısır’daki ateşkes görüşmelerinde de bir kez daha açıkça göstermiştir. Pek çok aktör de Türkiye’nin bu konuda üstlendiği aktif ve yapıcı rol ile ateşkese ulaşılması noktasında sağladığı mümtaz katkıları dile getirmektedir.
Ancak özellikle vurgulamak isterim ki Gazze’de çatışmaların tamamen durdurulmasına ilişkin planın uygulanabilirliğinin uluslararası desteğe ve adil güvence mekanizmalarının kurulmasına bağlı olduğu da unutulmamalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti olarak tarihî misyonumuz çerçevesinde ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda başta insani yardımların hızlıca bölgeye ulaştırılması, ateşkesin eksiksiz uygulanması ve sürekliliğine yönelik gelişmeleri yakından izleyecek, ihtiyaç duyulabilecek her konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.
NİHAİ HEDEFİMİZ, TERÖRÜN SONA ERMESİ
Dünya bir krizden geçiyor, asimetrik risk ve tehditler devam ediyor. Buna karşı devletimiz mevcut gerilimleri en iyi şekilde yönetebilmek adına proaktif bir anlayış, stratejik ve kapsamlı bir planlama ile çok yönlü ve güçlü bir güvenlik politikası uyguluyor.
Esasen, ülkemizin savunma ve güvenliğini en üst seviyede sağlama noktasındaki en önemli dayanak noktalarımızdan biri milletçe sahip olduğumuz birlik ve beraberliktir. Bu çerçevede; iç cephemizi tahkim etmekte, bin yıllık kardeşliğimizi pekiştirme anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bugün artık ülkemizin huzurunu, güvenliğini ve geleceğini 40 yılı aşkın süredir tehdit eden terörle mücadelede önemli bir dönüm noktasına ulaşılmıştır.
Türkiye Yüzyılı vizyonumuz çerçevesinde, 'Terörsüz Türkiye' hedefine her alanda ulaşmak, ülkemizin tüm kaynaklarını ve enerjisini, kalkınma, refah ve aydınlık dolu ortak bir geleceğe yönlendirmek için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük bir gayretle çalışıyoruz.
Şüphesiz ki bugün bu seviyelere gelmemizde en büyük pay aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin emsalsiz fedakârlıkları ve kahramanlıklarıdır. Nihai hedefimiz, 86 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi, terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır.
Bunun için de PKK ve iltisaklı tüm gruplar, alınan fesih kararı kapsamında derhâl tüm terör faaliyetlerine son vermeli; başta Suriye olmak üzere farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları, bir an önce ve koşulsuz şekilde silahlarını teslim etmelidir.
Başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına, komşularımızda farklı adlar altında faaliyet göstermesine müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim.
BU TOPRAKLAR, TARİH İLE BUGÜNÜ BULUŞTURUYOR
Bu topraklarda bir asır önce istiklal mücadelesi veren bir ordunun mensupları olarak bulunmanın tarihî anlamına da dikkat çekmek isterim. Öyle ki Sakarya Meydan Muharebesi’nin en yoğun çatışmalarının yaşandığı ve savaşın kaderini belirleyen kritik bölgelerden biri olan Polatlı-Beylikköprü-Acıkır hattı, asil milletimizin bağımsızlığı için her şeyini ortaya koyan Türk askerinin kahramanca mücadelesine şahit olmuştur.
Dolayısıyla bu topraklar, şu anda da millî hak ve menfaatlerimizin korunması için icra ettiğimiz tatbikatlara ev sahipliği yaparak tarih ile bugünü buluşturan bir bölge olması hasebiyle büyük bir manevi mirası temsil etmektedir.
Gururla ifade etmeliyim ki 104 yıl önce zor şartlarda ve kısıtlı imkânlarla mücadelesini ortaya koyan Silahlı Kuvvetlerimiz, büyük bir gelişim göstererek bugün üstün nitelikleri haiz personeli, yüksek teknoloji ürünü silah sistemleriyle dünyanın önde gelen ordularından biri hâline gelmiştir.
Ulaştığımız bu üstün seviyeyi sürdürebilmek en büyük önceliğimizdir. Bu anlayışla, 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerimize daha emin adımlarla yürümek için çalışmalarımıza azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Bu çalışmalarda siz kahraman ve fedakâr silah ve mesai arkadaşlarımın sergilediği yüksek özveri takdire şayandır.
Elbette ki bundan sonra da artan bir gayretle şanlı ordumuza güzide katkılar sağlayacağınıza, ifa edeceğiniz faaliyetlerde tüm yeteneklerinizi ortaya koyacağınıza yürekten inanıyorum.
Bu vesileyle Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum.
▪️Aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor,
▪️Başta törenimizi teşrif eden kıymetli şehit-gazi yakınları olmak üzere tüm kahraman gazilerimiz ile şehit ve gazi ailelerimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Ateş Serbest 2025 Faaliyeti'nde görev alan siz kahraman silah ve mesai arkadaşlarımı bir kez daha canıgönülden kutluyor,
Katılım sağlayan tüm personelimizi tebrik ederek başarılarının devamını diliyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Hoşça kalın."